33 yaşında 2 çocuk annesiyim. Anlatacağım olay 2. Çocuğumu
doğurduktan yaklaşık 25 gün sonra yaşandı.
Tamer(ikinci çocuğum) doğduğunda Tuğçe (ilk çocuğum) 5
yaşındaydı. Zeki ve meraklı bir kızdı. O gece eşim bana gece eve geç geleceğini
söyledi. Tuğçe’yi uyuttuktan sonra odama geçtim ve tamer’i emzirdim. Tamer
emzirdikten sonra 10 dakika içerisinde uyudu. Ben de yorgun bir günden sonra
hemen sızmışım olduğum yere. Oturma odasından Tamer’in şiddetli ağlayış sesini
duyup yataktan fırladım. Oturma odasına gittiğimde Tamer yerde yatıyordu ve
avazı çıktığınca ağlıyordu. Beni gördüğünde çok daha fazla ağlamaya başladı.
Susturmak için en sevdiği oyuncağı –ne zaman ağlasa bu oyuncağı gösteririm ve
şaşırtıcı şekilde hemen susar- beşiğinden getirmek üzere yatak odasına
yöneldim. Beşiğin önüne gittiğimde ağlama sesi hala devam ediyordu. Fakat
gördüğüm şey kanımı dondurmaya yetmişti. Belki bir çoğunuz rüya veya kurmaca
diyecek, fakat tamamen gerçekti. Tamer beşikte uyuyordu. Peki içeride avaz avaz
bağırarak ağlayan bebek kimdi? Hemen oturma odasına gittim. Anında ses kesildi ve
bebek falan olmadığını gördüm. Kapı
çaldı. Gelen eşimdi. Olanları birer birer anlattım. O bana gördüklerimin rüya
olduğuna inandırdı ve beni rahatlattı. Yatak odasına geçip beraber rahat bir
uyku çektik.
Sabah olduğunda kahvaltı için Tuğçe’yi uyandırmaya gittim.
Ve günler boyunca uykumu kaçıran o cümleyi kurdu;
“Annecim, dün gece Tamer ağlamasına rağmen neden odamın
kapısında ben uyuyana kadar bana gülümseyerek baktın?”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder